E-BÜLTEN'E KAYIT OL
SAYI 3: YARATICI DİRENİŞ | KASIM 2022 | SEÇKİ | KİTAP LİSTESİ
SEÇKİ

Kırılgan Kitap

Süreyyya Evren

Yayın Yılı: 2019

Heterotopya Yayınları

Sayfa Sayısı: 144

Roman, öykü, şiir, siyaset teorisi ve güncel sanat üzerine kaleme aldığı kitaplarıyla tanınan Süreyyya Evren yeni çalışması Kırılgan Kitap ile sanat okurunu güncel sanatın politik ve sosyal meselelerine odaklıyor. Tahakkümün her türlüsüne karşı sanatın diliyle kurulan direniş biçimlerini sanatçının ruh hâliyle birlikte çözümlediği bir okuma gerçekleştiriyor. Güncelin gerçeklik algısı ve tahakkümün sembollerinin deşifre edilmesiyle birlikte sanat alımlayıcısını sanatın kırılgan meselelerine eğilmeye çağırıyor. Yazar, sanatçı-özne ile alımlayıcı-özneyi Kırılgan Kitap uzamında buluşturmayı başarıyor.

SEÇKİ

Şiddetsizliğin Gücü: Etik-Politik Bir Düğüm

Judith Butler

Çeviren: Başak Ertür

Yayın Yılı: 2022

Metis Yayıncılık

Sayfa Sayısı: 192

Toplumsal çatışmalarda şiddete ve şiddetsizliğe başvurmanın siyasi ve etik boyutlarını tartışan Butler açıkça şiddetsizlikten yana tavır alıyor. Butler, meşru şiddet tekelini elinde tutan aktör olarak devletin şiddet tanımındaki muğlaklığı kendi amaçları doğrultusunda nasıl kullanabildiğini gösterirken, bir yandan da şiddetsizliği savunmak için yeni bir tasavvur geliştiriyor ve şiddetsizliği toplumsal eşitliğin bir gereği olarak temellendiriyor. Şiddetin özsavunma olarak meşrulaştırılmasında sorunlu bulduğu sınırı, kimin “öz”, yani “biz” olarak tanımlanageldiğini ve bu sınır var olduğu sürece şiddeti özsavunmayla gerekçelendirmenin nasıl bir dışlama, dolayısıyla eşitsizlik yarattığını tartışıyor. Yine eşitlik açısından, bütün yaşamların aynı derecede önemli addedilmesi için insanlar daha hayattayken “yası tutulabilirliğin” nasıl pay edildiğini düşünmeye çağırıyor. Klasik sözleşmeciliğin temelinde yatan bireyciliğin eleştirisiyle birlikte, Butler şiddetsizliği karşılıklı bağımlılığın kaçınılmazlığına dayandırıyor.

SEÇKİ

Silinmiş Sahneler

Hakan Bıçakcı

Yayın Yılı: 2022

İletişim Yayınları

Sayfa Sayısı: 172

“Gırç, gırç, gırç. Uykuma karışan dikenli gıcırtılarla kaskatı bir hâlde uyanıyorum. Salıncaktaki arkası dönük çocuk. Sesler salondan geliyor. Gırç, gırç, gırç. Yatakta büzüşüp kalıyorum. Kalkıp bakarsam, onu salonun ortasında sallanırken bulacağımı düşünüyorum. İçeride olmasına rağmen saçları uçuşarak.”

Sinemacı olma hayaliyle yola çıkıp kendini sansürcü olarak bulan bir kurgu operatörü. Çalıştığı kanaldaki görevi “sakıncalı” görüntüleri kesmek, mozaiklemek, silmek. Monitörde akan sahnelere müdahale ederken hayatının kontrolünü kaybetmeye başlar. Kurgu karışır. Beklenmedik anlarda, dehşet verici manzaralar çıkar karşısına. Olmaması gereken sahneler. Mesleğinin yan etkisi olduğundan şüphelendiği bu görüntülere “tuhaflıklar” adını verir. Sinir uzmanına görünüp ilaçlı kafayla başı önünde gezinmek veya yakınlarına anlatıp onları endişelendirmek istemez. Niyeti kendi kendine çözmektir. Donup kalır. Görmezden gelir. Üstüne gider.

Hakan Bıçakcı’dan Silinmiş Sahneler. Bugün burada yaşamanın, sürekli haberdar olmanın, her şeyi görmenin, hiçbir şey yapmamanın yorgunluğu.

SEÇKİ

Küresel Ayaklanmalar Çağında Direniş ve Estetik

Derleyenler: Begüm Özden Fırat ve Aylin Kuryel

Yayın Yılı: 2015

İletişim Yayınları

Sayfa Sayısı: 440

Bu derleme, estetik ile siyaset, sanat ile hayat arasındaki sınırları bulanıklaştıran teorik ve pratik çabalara katkıda bulunmayı amaçlıyor. Sanatın profesyonelleşmiş ve özelleştirilmiş bir alana hapsolmasını, yaratıcılığın kültür endüstrileri tarafından tanımlanmasını reddeden tartışmalar açmayı hedefliyor. Sanatın ve estetiğin, devrimci toplumsal dönüşüm tahayyülleriyle arasındaki organik bağı görünür kılmaya çalışıyor. Bu doğrultuda Dada, Sürrealizm ve Sitüasyonizm gibi radikal avangard hareketlerden 1990’larda başlayan küresel antikapitalist harekete, Filistin’den Tahrir’e, Paris Sinemateki’nden Emek Sineması’na, Tekel Direnişi’nden Gezi Parkı’na ve Özgür Kazova’ya uzanan mücadeleleri odağına alıyor.

1830 ve 1848 Devrimleri sonrasında sanatçının ve sanatın toplumsal rolünü, dönemin devrimci kalkışmaları, ayaklanmalar, ütopik sosyalist-komünist akımlar ve Komün olmadan anlayabilir miyiz? Sürrealizmi, o dönemin anarşist ve Troçkist akımlarından ayrı düşünebilir miyiz? Savaş sonrası Berlin Dada’sını, Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve Spartakusbund’u hesaba katmadan açıklayabilir miyiz? Sitüasyonist Enternasyonal’i, yükselen komünist, anarşist hareketlerden ve 60’ların radikalizminden bağımsız ele alabilir miyiz? Ve nihayet, çağdaş sanattaki “politik dönüş” tartışmalarını, neoliberal küreselleşmeye karşı hareketlerle arasındaki bakışımı görmeden kavrayabilir miyiz?

 

 

SEÇKİ

The District Six Huis Kombuis: Food & Memory Cookbook [Altıncı Bölge Huis Kombis: Yemek ve Hafıza Kitabı]

Tina Smith

Yayın Yılı: 2016

Quivertree Publications

Sayfa Sayısı: 272

Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde konumlanan District Six [Altıncı Bölge], Apartheid rejimi tarafından 1970’li yıllarda yerle bir edilen, sakinlerinin zorla evlerinden çıkartıldığı bir yerleşim yeri. Bölge sakinlerinin 1994 yılında kurduğu District Six Müzesi’nin Sergi Müdürü Tina Smith’in kaleme aldığı District Six Huis Kombuis: Food & Memory Cookbook kişisel hikâyeler, yemek tarifleri, tarihin sayfalarından fotoğraflar ve el sanatları çalışmalarına yer vererek District Six’teki zengin yemek ve kültür mirasını kutluyor.

Huis Kombis yerel dilde “evin mutfağı” anlamına geliyor. District Six Huis Kombuis, bölgeden derlenen anılar ve anlatılara, bölgede bir hafta boyunca evlerde sevgiyle ve genellikle sınırlı kaynaklarla hazırlanan geleneksel aile tariflerine odaklanıyor. Birlikte yiyecek toplayan, saklayan ve pişiren toplulukların yaşama sevinci ve sıcaklığının şölenselliğini görsel bir dille okuyucuya sunuyor. 23 eski bölge sakinin portresi ise tarihi bir zamanda yaşanan hayatların hatıralarına eşlik ederken, kitapta yer alan tarihi eserler, yemekler ve anekdotlar District Six ruhunu yeniden canlandırıyor.

 

 

SEÇKİ

Sanatla Direniş

John Berger

Çeviren: Aslı Biçen

Yayın Yılı: 2017 (4. baskı 2020)

Metis Yayıncılık

Sayfa Sayısı: 192

“Günbegün bütün dünyada medya ağı gerçeklerin yerine yalanları koyuyor. En başta siyasi ya da ideolojik yalanlar yok (onlar sonra geliyor), insan hayatının ve doğal hayatın aslında neden oluştuğuna dair görsel, somut yalanlar var. Bütün yalanlar tek bir devasa sahtekârlıkta toplanıyor: hayatın kendisinin bir meta olduğu ve onu satın almaya gücü yetenlerin, tanımı gereği onu hak edenler olduğu varsayımı! Çoğumuz bunun yanlış olduğunu biliyoruz ama bize gösterilenlerin pek azı direncimizi güçlendiriyor."

Berger’a göre sanat tam da bunu yapıyor, yani direncimizi güçlendiriyor. Bu kitaptaki denemelerde, birçok klasik ve modern sanatçının eserlerinin yanı sıra, Fransa’daki on binlerce yıllık mağara resimlerini ve Mısır’daki Feyyum portrelerini de ele alıyor Berger. Yazarın Subcomandante Marcos’la yazışmalarını ve kendi sunduğu bir radyo programının metnini de içeren bu derleme, sanatın birey ve toplum için ne kadar vazgeçilmez ve sağaltıcı olduğunu hatırlatıyor bize.