E-BÜLTEN'E KAYIT OL
SAYI 1: DAYANIŞMA | EYLÜL 2022 | SEÇKİ | KİTAP LİSTESİ
SEÇKİ

Ermeni ve Rum Kültür Varlıklarıyla Kayseri

HRANT DİNK VAKFI

Editör: Altuğ Yılmaz

Çevirenler: Aleksandros Kamburis, Altuğ Yılmaz, Haris Theodorelis-Rigas, Merve Pehlivan, Mine Esmer, Suzan Bölme, Zeynel Can Gündoğdu

Yayın Yılı: 2016

Hrant Dink Vakfı Yayınları

Sayfa Sayısı: 264

Kayseri’nin Ermeni ve Rum toplumlarından kalan fiziksel ve inşa edilmiş çevrenin izini sürerek, bölgenin zengin sosyokültürel geçmişine bir bakış sunmak amacıyla hazırlanan bu kitap, istatistiki bilgiler ve görsel malzemeler aracılığıyla, Osmanlı Kayseri’sinin kentsel mimari kültürünün yanı sıra, kırsal artbölgesiyle ilişkisini de ortaya koyuyor.

Kitabın içeriği, büyük ölçüde, Hrant Dink Vakfı ve Kültürel Mirası Koruma Derneği’nden uzmanların, 2015 yazı ve sonbaharında Kayseri’de yaptığı saha çalışmasına dayanıyor. Bölgede yaşayan Ermeni ve Rum toplumlarının sosyal ve ekonomik tarihine ışık tutan ve konuyu bir bağlama oturtan, giriş niteliğindeki makalelerle birlikte, kitap, bugün bildiğimiz Kayseri’nin, bir zamanlar barındırdığı kültürel, etnik ve dini çeşitliliğin bir ürünü olduğunu gösteriyor.

19. yüzyılın sonunda Kayseri Vilayeti’nin nüfusunun üçte birini oluşturan gayrimüslimlerin yapılarının önemli bir kısmı maruz kaldıkları tahribata şaşırtıcı ölçüde direnebilmiş olsa da, büyük bir hızla yok olmaya devam ediyor. Bu kültürel mirasın 2015 yılında çekilmiş bir fotoğrafı olarak değerlendirilmesi gereken kitap, topraklarından koparılmış halkların geride bıraktıkları kültürel varlıkların yok sayılmaması, diğer miras öğeleri gibi koruma altına alınması ve ayakta kalabilmesi için gerekli olan geçmişle yüzleşme süreçlerine bir katkı sunabilmek ümidiyle hazırlandı.

SEÇKİ

Orta Halli Osmanlılar

SURAİYA FAROQHİ

Çeviren: Hamit Çalışkan

Yayın Yılı: 2009

İş Bankası Kültür Yayınları

Sayfa Sayısı: 320

Prof. Dr. Suraiya Faroqhi, Orta Halli Osmanlılar kitabında, 17. yüzyılda Ankara ve Kayseri’deki mahalleleri, evleri, ev sahiplerini ve ev mülkiyeti ilişkilerini kadı sicillerine dayanarak incelerken, hem önemli bir eksikliği gideriyor hem de Osmanlı tarihi açısından çok önemli bazı soruları spekülasyona değil, somut verilere dayanan bir zemin üzerinde tartışma olanağı buluyor:

17. yüzyılda “barış içinde bir arada yaşama” olanakları daha sonraki dönemlerde düşünülemeyecek kadar çok olan bir topluma dayanan Osmanlı İmparatorluğu’nu oluşturan farklı altgruplar ne zaman birbirlerinden kopmaya başladılar? 17. yüzyıl Ankara ve Kayseri kent toplumları ne ölçüde 19. ve 20. yüzyıldaki gerilimleri haber veriyordu? Osmanlı’da farklı dinlere mensup insanların ayrı mahallelerde toplandığı görüşü her yerde ve her zaman geçerli miydi? Yoksa bu alanda da çeşitli etkenlerden kaynaklanan tarihsel süreçler mi söz konusuydu? Kent dokularının değişiminde Celali isyanları ne ölçüde etkili olmuştu?

Ankara ve Kayseri’deki zengin ve yoksul mahallelerin dar sokaklarında, asırlık konaklarında, güzel evlerinde çıkılmış bir zaman/mekân yolculuğunun ürünü olan bu önemli eser, yerleşik kalıpları sarsıp tarihe farklı ve yaratıcı bir gözle bakmanın keyfini de okuyucuyla paylaşıyor.

SEÇKİ

Unutkan Ayna

GÜRSEL KORAT

Yayın Yılı: 2016 (7. Baskı 2021)

Yapı Kredi Yayınları

Sayfa Sayısı: 280

“Bir olay yazılınca zaman kaybolur ve canlanmak için okuyanın bakışını bekler…”
12 Haziran 1915 günü Nevşehir’de, bir bozkır sabahı: İğde kokuları içindeyiz, serinlikten ürpererek gözlerimizi ovuşturuyoruz. Yaşam olağan akışındadır, ölüm bu dünyaya yakışmaz görünmektedir. Oysa her şey koşup gelecek birazdan. On gün içinde devran değişecek. Hiç kimse o sabahtan sonra eskisi gibi olamayacak.

Gürsel Korat Unutkan Ayna’da insanlığın soluğunu tuttuğu ve bakışlarını Anadolu’ya diktiği bir zaman parçasını anlatıyor:

“Unutmanın” bazen “her şeyi eksiksiz görmek” anlamına geldiğini söyler gibi.

“Bana bak” dedi Mayreni, iyice kızmıştı, “Önümüzde kaç gün var, onu bile bilmiyoruz. Belki mezarımız bile olmayacak. Belki bu çocuklar birbirinden muradını alamayacak.” Mayreni’nin gözleri, ne söylediğini o an anlamış birinin şaşkınlığıyla doldu, yüzü dehşetle gerildi, sesi giderek boğuklaştı: “Belki en sevdiklerimizin ölüsünü elimize alacağız.”

SEÇKİ

Yemek ve Ulusal Kimlik: Gündelik Yaşamdan Küresel Siyasete

ATSUKO ICHİJO VE RONALD RANTA

Çeviren: Emrullah Ataseven

Yayın Yılı: 2018

Ayrıntı Yayınları

Sayfa Sayısı: 256

Yemek ve Ulusal Kimlik, milliyetçi siyasetle küresel kapitalizm bağlamında yemek ile milliyetçilik arasındaki ilişkiyi güncel vaka çalışmalarından yararlanarak kapsamlı bir şekilde inceliyor. İktidar ve otoritenin elinde yemek, bir milletin biçimlendirilmesine yönelik olarak kullanılan bir araca dönüşür. Yemeğin ulusal otantikliğine dair sembolik tartışmalar da bunu uluslararası bir çerçeveye taşır. Ichijo ile Ranta, Yemek ve Ulusal Kimlik kitabında yemeğin siyasetle bu denli iç içe geçmiş olmasını masaya yatırıyor. Milliyetçilik çalışmalarında ihmal edilmiş olan bu konu, bu eserde, Japon usulü makarnadan Filistin-Arap yemek kültürünün İsrailleştirilmesine ve ulus-devletlerin uluslararası arenada yürüttükleri gastro-diplomasiye kadar farklı açılardan ele alınıyor.

SEÇKİ

Sovyet Mutfak Sanatı: Yemek ve Hasret Anıları

ANYA VON BREMZEN

Çeviren: Özlem Yüksel

Yayın Yılı: 2015

Yapı Kredi Yayınları

Sayfa Sayısı: 348

Stalin’in sofra alışkanlıkları nelerdi? Bolşevik Devrimi’nden sonra “kadınları mutfaktan kurtarma” politikaları nasıl uygulandı? Sovyet Gıda Bakanı ABD gezisinden yanında hangi yiyeceklerle dönmüştü? 1960’lar Moskova’sında, yirmiye yakın ailenin tek bir mutfağı paylaştığı “komün apartman”larda yaşamak ya da uzun ekmek kuyruklarında saatlerce beklemek neye benzerdi?

Yemek yazarı Anya von Bremzen, Sovyet Mutfak Sanatı’nda, annesinin pişirdiği geleneksel Rus yemeklerinden halkın savaş ve kıtlık zamanlarında icat ettiği yemeklere, Lenin’in tahıl politikalarından “Kızıl Ekim çikolataları”na, Sovyetler Birliği tarihini –hem gerçekten yediği hem de sadece düşlemekle yetinmek zorunda kaldığı– yemekler üzerinden anlatıyor. Her sayfası şaşırtıcı bilgilerle dolu bu renkli öyküye, adlarını muhtemelen hiç duymadığınız yemeklerin tarifleri, bulunamayan gıda maddeleri üzerine dilden dile dolaşmış Sovyet fıkraları ve bu uçsuz bucaksız ülkenin tarihine yön vermiş kişilere dair komik anekdotlar tat katıyor.

SEÇKİ

MutfakTarih: Yemeğin Politik Serüvenleri

BURAK ONARAN

Yayın Yılı: 2015 (3. Baskı 2019)

İletişim Yayınları

Sayfa Sayısı: 348

Mutfak ve yemek kültürü toplumsal tarihle iç içedir. Toplumsal, ekonomik ve siyasi tarihten gelen gizli ve aşikâr birçok iz taşır. Gıdaların tasnifinden pişirme tekniklerine, mutfak mimarisinden sofra düzeni ve adabına kadar uzanan geniş araziyi siyasi ve toplumsal veçheleriyle beraber yeniden düşünmek, toplumlar ve kültürleri hakkında ilginç ipuçları ve esaslı bilgiler sunar. 

MutfakTarih, önce yerel örneklere eğiliyor: Yeme içme alışkanlıklarının nasıl dönüştüğüne, milli mutfak kurgusuna, domuz eti tartışmalarına, mutfak kültürünün rafine biçimlerde sunulmasının aşamalarına odaklanıyor. Ardından savaşlar ve propaganda aracılığıyla dönüşen uluslararası mutfak kültürüne, beslenme rejimlerine, kalori ve istatistik tartışmalarına, diplomasinin sofra etrafında gelişen taktiklerine, devletin mutfağa nasıl müdahil olduğuna eğilerek zengin bir çerçeve çiziyor.

“Tarihten mutfağa, mutfaktan tarihe pencereler açmaya ve açtığı pencerelerden sarkıp, kudreti yettiğince panoramik bir görüntü elde etmeye çalışan makaleler bunlar. Savaş, diplomasi, propaganda, toplumsal cinsiyet, milliyetçilik, tüketim toplumu, turizm, nüfus, din gibi birçok altbaşlığa temas ediyorlar. Yemek ve mutfak kültüründen hareketle bu temaları ele almaya; bunlarla mutfak arasındaki ilişkinin, etkileşimin izini sürmeye çalışıyorlar.”